Bayburt'un köy ve aile şecereleri

Yıllar önce Osmanlı Arşivi’nde çalışmaya başladığımda karşılaştığım dost ve hemşehrilerim bana ilk defa kendi köy ve ailelerine ait arşiv kayıtlarını sorarlardı. Ben de dilimin döndüğü kadar kendilerine bu tür kayıtların hemen el altında hazır bulunmadığını; bulunabilecek bu tür kayıt ve belgeler için adeta iğne ile kuyu kazarcasına çalışmak gerektiğini söyleyerek ikna etmeye çalışırdım.

Abone Ol

Yıllar önce Osmanlı Arşivi’nde çalışmaya başladığımda karşılaştığım dost ve hemşehrilerim bana ilk defa kendi köy ve ailelerine ait arşiv kayıtlarını sorarlardı. Ben de dilimin döndüğü kadar kendilerine bu tür kayıtların hemen el altında hazır bulunmadığını; bulunabilecek bu tür kayıt ve belgeler için adeta iğne ile kuyu kazarcasına çalışmak gerektiğini söyleyerek ikna etmeye çalışırdım.

Hatta bazen espri olsun diye de “araştırma sonunda ya hiçbir şey bulunamayacağı ya da bulunsa da hiç memnun olamayacağınız bilgiler ortaya çıkabileceğinden en iyisi hiç karıştırmayın” diye bu tür meraklı kimselerin önünü kesmeye çalışırdım.

Hakikaten birçok insan Osmanlı Arşivi’nde geçmişine ait tüm bilgilerin el altında hazır bulunmakta olduğunu zannediyor. Bu tür taleplerle kuruma veya uzman kişilere müracaat edip de olumlu sonuç alamayınca bir şeylerin gizlendiği ve verilmediği su-i zannına da kapılabiliyor. Bunun yanında bazı araştırma yapan kimseler de kendilerini yeteri kadar bilgilendirmeden umut vadederek insanları maddi yönden istismar edebiliyorlar.

Osmanlı Arşivi’nde yıllarca yaptığımız fedakârca çalışmalar neticesinde birçok belge ve defter koleksiyonları herkesin istifade edebileceği şekilde araştırmaya sunulmuş vaziyettedir. Ancak bu sunulan belge ve defterlerin herkes tarafından okunup anlaşılabilmesi elbette mümkün değildir. Bu araştırma hizmetine sunulmuş belge ve defterlerden istifade etmek için Osmanlıca yazı çeşitlerini okuyup anlayabilmek gerekmektedir. Son yıllarda bu hususta epeyce gelişmeler olmuştur. Hem üniversitelerin ilgili bölümlerinde Osmanlıca dersleri okutulmakta hem de birçok resmi kurum, vakıf, dernek Osmanlıca kursları açarak meraklılarına Osmanlıca okumayı öğretmektedir. Tabii sadece Osmanlıca metin okumak da çoğu zaman yeterli olmuyor. Bu konuya meraklı olanlar kendilerini geliştirerek belge araştırma ve değerlendirme yapabilme noktasına gelebilmelidirler.

Burada dile getirmek istediğim ve her zaman karşılaştığım husus, köylerimiz ve ailelerimizle ilgili arşiv kayıtlarına nasıl ulaşılabileceğimizdir.

Köylerimize ait değişik tarihlerde düzenli olarak tutulmuş tapu, vergi, muhasebe ve vakıf gibi kayıtları ile son dönemlere ait nüfus defter kayıtları mevcuttur. Ayrıca şikâyete konu olan yer ve şahıslara ait şikâyet ve mahkeme kayıtları da bulunmaktadır.

Bu kayıtların dışında herhangi bir yer veya şahısla ilgili olarak ya bir dava, ya bir devlet görevi mevcut ise bunlarla ilgili de belge, yazışma kayıtları bulunabilmektedir. Ayrıca isyan, şekavet gibi önemli olaylara karışmış ailelere ait bilgi ve belgeler de oldukça rahat bulunabilmektedir.

Şecere meselesine gelince; Osmanlı Arşivi’nde hiç kimseye ait tablo şeklinde şecere bulunmamaktadır. Şecere araştırması yapanlar kendilerinde soy ve ecdatlarıyla ilgili şifahi bilgi veya eski senet, tapu, devlette görevli ise görevi ile ilgili bilgiler var ise bunlardan yola çıkılarak belge ve defter koalisyonları taranarak varsa ilgili bilgiler toparlanır. Bulunabilen bilgilere ve şifahi olarak bilinenlere göre herkes bulabildiği şeceresini ortaya çıkarmış olur.

Bunun dışında herkesin şeceresi arşivde her hangi bir yerde kayıtlı ve mevcut değildir. Bu konuda bilgi sahibi olmadan şecere araştırması yapma adıyla istismar edenler olabileceğini de unutmamak gerekir. Şunu da burada itiraf etmek isterim ki, çeyrek asırdır Osmanlı Arşivi’nde belgelerle haşir neşir olmuş birisi olarak kendi atalarıma ait kesin bilgi olarak sadece elimizde bulunan eski tapu ve senetlerden ve şifahi bilgilerden yola çıkarak 1835 yıllarındaki nüfus defter kayıtlarında dedelerimizi ve göç ettikleri yerleri tespit edebilmem mümkün oldu.

Köyümüzle ilgili ise yukarda bahsettiğim usulle bakabildiğim defter kayıtlarından bulabildiğim bilgileri bir araya getirerek yaptığım değerlendirmeler sonucu küçük bir araştırma vücuda getirdim. Ayrıca bu kayıtların dışında değişik şahıslardan elde ettiğim şifahi bilgileri de kullanarak köyümüzde halen kayıtlı ve yaşayan aileler ve menşeleri ile ilgili bilgileri de bir araya toplayarak kayıt altına almış oldum.

Bayburt ve bağlı köylerine ait kayıtlar daha ziyade Erzurum vilayetine ait defter kayıtları içirişinde bulunmaktadır. Bayburt ve köylerine ait ilgili kayıtlar buralardan çıkarılarak değerlendirilmektedir.

Şunu da bilmek gerekir ki sadece kayıtların bulunup kopyalarının alınması yeterli değildir. Bu kayıtları doğru okuyup, doğru değerlendirmek lazımdır. Okunamayan veya yanlış okunan bir kayıttan elde edilecek bilgi de yanlış olur.

Söz buraya gelmişken bu hususta karşılaştığım bir olayı anlatmak istiyorum. Yakın köylerimizden birinden bir vatandaş evinde dedesinden kalma Osmanlıca yazılı bir belge bulmuş. Kendisi okuyamadığı için birilerine göstermiş. Gösterdiği şahısların Kur’an metni okur gibi okuduğunu ve manasını tam anlamadığını zannediyorum ki; bu vatandaşa “senin deden askerde subaymış, buradan o anlaşılıyor” diye bir şey demişler. Tabii bu vatandaş da bu subaylık mevzusunu duyunca heyecanlanmış. Neticede İstanbul’a gelip bu belgeyi arşivdeki uzmanlara göstermek istemiş. Tesadüfen, çalıştığımız Osmanlı Arşivi’nin Cağaloğlu’ndaki bahçesinde benim de içinde bulunduğum bir gurup arkadaşa, belge okutacak bir uzman aradığını söyledi. Ben konuşmasından Bayburtlu olduğunu anladım. Köyünü sordum, tanıştık. Elindeki belge dediği Osmanlıca yazılı kâğıdı aldım, baktım. Bir asker mektubu olduğunu anladım. Kendisine bunu söyledim, inanmak istemedi. Çünkü bu yazıyı daha önce okuyanlar burada dedesinin subay olduğunun yazılı olduğunu söyledikleri için buna kendini şartlandırmış. Bizden de bunu teyit etmemizi bekliyordu. Halbuki bu Osmanlıca yazılmış sıradan bir asker mektubunda dedesi, anne babasına selam ve hal hatırdan sonra askerliğini sıhhiye olarak yaptığını yazıyordu. Buradan nasıl subaylık çıkarıldığına doğrusu şaşırdık. Neticede adam umduğunu bulamadı ve yine “ben başka uzmanlarla da görüşeyim” diyerek yanımızdan ayrıldı.

*

Bu gibi durumlara düşmemek için ehlini bulup işi ehlinden sormak gerekir.

*

Bayburt ve köyleri ile ilgili veya şahsi belge ve kayıtlarla ilgilenen hemşerilerimiz doğru bilgi ve belgeye ulaşmak için kendilerine yardımcı olabiliriz. Ayrıca köy dernekleri köyleri ile ilgili kayıtları almak, okutmak ve bir dosya haline getirmek isterlerse kendilerine gerekli yardım ve danışmanlık hizmeti verebiliriz. Son olarak şecere ile ilgilenen hemşehrilerime bir bilgi aktarmak istiyorum. Bayburt’a ait son dönem nüfus defterleri ile ilgili bir akademisyen arkadaşımız çalışma yapmaktadır. Kendisi bu çalışmasını tamamladığında hemşerilerimizin istifadesine sunacağını tahmin ediyorum. Böylece işinin ehli bir insanın kaleminden çıkacak bir eserden daha istifade etmemiz sağlanmış olacaktır.

İletişim: s.atm@hotmail.com

Haziran 2013