“Evrensel olan her şey yereldir ama yerel olan her şey evrensel değildir” Horkheimer - Frankfurt Okulu.
Görkemli ama mütevazi. İhtişamlı ama kapısı açık. Cömert ama bereketli. Karşı çıkıcı ama ahlaklı. İddialı ama inatçı değil. Benzersiz ama ukala değil. Çoğulcu ama sıradan değil. Yalnız ama ümitsiz değil.
Halka rağmen ama halkla birlikte! Baksı böyle bir yer?
Cesur ve cesaret verici. Masalsı ve ilham verici. Aykırı ve uyum gözetici. Uzak ve canevimize yakın!
İşte bu nedenlerle başardı. İşte bu yüzden başarılı. Dış çeperi merkez yapma gibi masalsı bir iddia taşıdığı, bütün engellere rağmen her defasında çıkış bulduğu, yalnız bırakıldığı her durumda vazgeçmediği için hedefine şaşmadan yürüyor.
Ve bu yüzden 74 yıldır ülkemizi kapısında bekleten Avrupa, böylesi özverili bir çabayı farketti. Avrupa Konseyi Parlementerler Meclisi Bilim, Kültür ve Eğitim Komitesi, Baksı’yı geçen aydan itibaren Avrupa sınırları içerisine alarak ödüllendirdi.
***
Yaklaşık 15 yıl önce, dekanlık yaptığı okula, arada bir gittiğim ziyaretlerden birinde, odasında her zamanki heyecanı içinde “..Bayburt’a bir müze yapmak istiyorum” dedi. Bir iki ay sonra atölyesine uğradığımda da önüme ince uzun bir afiş tasarımı açtı. Düşlediği Baksı Müzesi’nin, mimar Metin Koçan ile hazırladığı ön tasarımı ile maket görselinden oluşan afişiydi bu. Ve ekledi “biliyor musun Bayburt’ta bütün uğraşmalarıma rağmen müze için yer vermediler, ben de bizim köye yapacağım, uygun arsa da bulduk” diye ekledi.
İşte, merkezden uzak o işaretli Yer’in öyküsü böyle başladı.
Ödül jürisi orayı “kültürel etkileşim noktası” olarak tanımladı. Gelenekseli çağdaşla birleştirmesi, kültürel demokrasi oluşturması, dış çeperin çağdaş sanatla tanışması ve kuruluşundan yönetilişine sıradışı olağanüstü modeliyle o bunu zaten haketmişti.
***
Arkadaşım Hüsamettin Koçan, kaçınılmaz olarak bürokrasiyle işi olan ama bürokrasiye yenilmeyen, kamusal güç ve sermeyeye ihtiyacı olan ama onlardan kopmadan arasına mesafe koyan, yerel yönetim ile işbirliği yaparak hayalini yaygınlaştırmak isteyen ama doğrusu pek te destek bulamayan bir yalnız silahşör.
Halka çok yakın durup ama ilişkisini yalama yapmadan muhalif bir duruşla bunu yapmayı becerebilen gerçekçi bir hayalperest masal kahramanı!
Ödül için yaptığı konuşmasında “Ön yargıların yok edici baskısına rağmen insanın yanında olmayı seçtik” demiş!
Çünkü tek amacı memleketi, memleketlisi için bir şeyler yapmak olan bu 'adam'ı ne yazık yıllardır hemşerileri değil eller anladı.
***
Orası artık köyün bir vakfı. Müzede yapacaklarınının hemen çoğunu yaptı. Orası artık kendi dinamikleriyle yürüyecek aşamada. Şimdi yeni projesi Baksı – Bayraktar köyünü örnek köy yapmak. Çünkü önümüzdeki dönem Bayburt ve Baksı bir çok yabancı, yerli konuk ağırlamaya hazırlanıyor.
Anadolu’nun uzak bir köşesinde büyük özverilerle var ettiği bu öncü başyapıt sayesinde, Türkiye’nin tarihsel, doğal ve kültürel açıdan zengin, ama bir o kadar da ihmal edilmiş kenti Bayburt, şimdi Dünya’da tanınır ve itibarlı bir yer haline geldi.
Orası artık çağdaş ile gelenekseli birleştirerek istihdam sağlıyor, üretiyor, koruyor ve Bayraktar ile çevre köylerin geleceğine yatırım yapıyor. Çocukları çeşitli alanlarda kendilerini keşfetmeye yönlendiriyor. Bilim ve sanat alanlarında konferanslar düzenleyip etkinlikler yapıyor. Kitaplar yayınlıyor. Sergiler açıyor. Üstelik bunları İstanbul ve Baksı'daki atölyesinde hız kesmeden sanatsal üretimine devam ederek beceriyor!
Baksı Müzesi, bizlerin yeryüzünde olmadığımız gelecek zamanlarda; bilgi, yaratıcılık, üretim becerileriyle bereket dağıtan bir kaynak ve emsalsiz bir model olarak etraftaki insanlara ümit dağıtmaya devam edecek.
Bu eserin yapımına ve arka planındaki ruha inanan, adanmış kişiliğiyle her konuda destek olan eşi Oya Koçan hanımefendiye ve Hüsamettin Koçan'a bu ülkenin vatandaşları ve Bayburtlular adına sonsuz minnet duygularıyla doluyuz. Çünkü onlar Bayburt’un yıpratılmış geleceğini tersine çevirme konusunda bir örnek ve toplumsal değişimin öncüsü oldular. Cumhuriyet tarihi boyunca kentimize hiç bir iradenin yapamadığı bu tanımlanamaz hizmetlerinden dolayı onlara minnet duygularıyla doluyuz.