Hepinizin bildiği gibi çıraklık, kalfalık, ustalık ve Ustabaşı terimleri esnaf ve sanatkârlarımıza yani Ahi ocağına ait terimlerdir. 12 Haziran genel seçimleri nedeniyle Cuma günü Bayburt'tan seçim startı veren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan artık çıraklık ve kalfalık dönemini bitirerek ustalık dönemine girdiklerini söyledi.
Ustalık döneminin çıraklık ve kalfalık dönemine göre daha verimli geçeceğini savunan Başbakan Erdoğan galiba Usta başılık görevinde de Türkiye'yi Başkanlık sistemine geçirip Türkiye'nin usta başısı yani Başkanı olacağa benziyor. Ne diyelim Allah hayırlı ve uğurlu etsin. Ancak, benim esnaf ve sanatkâr adına söyleyeceğim bu ustalık dönemine ait iki çift söz var.
12 Haziran'da genel seçimlere giderken acaba Sayın Erdoğan'ın ekibinde kaç tane esnaf ve sanatkâr veya temsilcisini aday gösterdi? Benim bildiğim bir tane esnaf sanatkâr veya bir çırak, kalfa, usta veya ustabaşını aday gösterdi? Bildiğim kadarıyla bir tane yok. Ama tüccar kesiminden partisinde birçok aday gösterdi. Buradan da anlaşılıyor ki, Ahilik kültürüne ait hiçbir değer AKP'de yer almıyor. Çünkü Ahilik kültüründe öyle isteyen istediği gibi usta olamıyor. Belli sınavlardan geçilmesi gerekiyor. Ama görüyorum ki, Başbakan isteyince her şey oluyor.
İkiz kulelerden yönetim olmaz
Şimdi bu ikiz kulelerde nerden çıktı demeyin. Bu ikiz kuleler ABD'de Taliban'ın vurduğu ikiz kuleler değil. Bu ikiz kuleler Başkent Ankara'da ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne ait olan TOBB binasıdır. Kafanız iyice karıştı. Bu ne demek istiyor diye. Bakın değerli okurlarım. Bugün esnaf örgütleri Esnaf Bakanlığı istiyor. Bunda da oldukça haklılar. Niye derseniz. Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürlüğü Sanayi ve Ticaret Bakanlığına bağlı bir müdürlüktür. Bakanlığın içinde esnaf kelimesi geçmiyor. Ancak Esnaf Genel Müdürlüğü var. Peki, bu Genel Müdürlüğün yerinin nerde olması gerekiyor? Doğal olarak bakanlığın içerisinde olmalı değil mi? Hepiniz öyle diyor gibisiniz. Ama yanıldınız. Bugün Esnaf Genel Müdürlüğü Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'nin (TOBB) ikiz kuleler ismi verilen hizmet binası içerisinde yer alıyor. Bakın şu ülkenin ve bakanlığın haline ki, genel müdürlüğünü yerleştirecek bir bina bulamıyor koca bakanlık bünyesinde de. Tüccarların sahibi olduğu TOBB binasına yerleştiriliyor. Peki, böyle ikiz kulede esnafın yararına ne kadar olumlu karar çıkar buna da siz değerli okurlarım karar versin.
Bayburt’a modern hayvan pazarı
Başbakan Erdoğan seçim startını verdiği Bayburt'ta önceki gün yaptığı miting konuşmasında açıkladı. Bayburt havyan pazarı modern hale getirilmiş. Ben günlerdir bu köşeden yazıyorum. Ama halen birileri Sayın Başbakana yanlış bilgi vermek için başta Bayburt Belediye Başkanı Hacı Ali Polat ve Vali Kerem Al olmak üzere birbirleri ile yarışıyorlar. Son 10 yıldır büyükbaş hayvan sayısı 65 binden 20 bine, küçükbaş hayvan sayısı 85 binden sıfır noktasına gelmiş. Ama halen Bayburt'a modern hayvan pazarı yapıldığından bahsediyorlar. Acaba o pazara gelecek hayvan kaldı mı diye bir soran yok mu?
Sağlıklı su var mı?
Bayburt'ta yüzlerce kasap esnafı vardı. Bugün bu kasaplar nerede? Binlerce hayvancılık işi ile uğraşan celepçi esnafına ne oldu? Niçin modern hayvan pazarı yapıldı diyenlere Başbakan Sayın Erdoğan Bayburt'taki havyan kapasitesini sorup halkı bilgilendirmemiş. Yani yatırım acısından yapılan bir şey yok. Bunların hesabını bana göre Sayın Başbakan başta Vali Kerem Al olmak üzere kendisini bilgilendirenlere hesabını sormalı.
Suyu olmayan köy yokmuş. Bayburt Devlet Hastanesi'nde emar (MR) dahi çekilebiliyormuş. Gibi küçük şeylerle mutlu etmeye çalışıyorlar Bayburt halkını. Ancak, şuan guatr hastalığının en yaygın olduğu illerin başında Bayburt'un geldiğini kimse çıkıp söylemiyor. Kaç köyün suyu sağlıklı bunu söyleyen yoktur. Acı ama 21. yüz yılda halen bunları yazmak beni utandırsa da memleketim adına bir gerçeği buradan dile getiriyorum. Şimdi buradan Bayburt'un ikinci milletvekilinin bizzat kendisi olacağını, Bayburtlunun her meselesinin takipçisi, her işinin sahibi ve Bayburtluların dertleri ile bizzat kendisinin dertleneceğini söyleyen Başbakan Erdoğan'a buradan sesleniyorum.
Yukarıda saydığım sorunların dışında göçü nasıl önleyeceksin. Ben bir Bayburtlu olarak yanına gelebilecek ve sorunlarımı size aktarıp çözüm yolu bulabilecek miyim? En önemlisi bugün borçları yüzünden icralık olan esnaf ve sanatkâra ne gibi yardım yaparak bu insanların yüzünü güldüreceksiniz? Bu insanlar daha ne kadar çile ve ızdırap çekecekler? Hayvan pazarında yeterli hayvan olacak mı? Sağlıklı su içebilecek mi benim hemşerilerim? Yoksa hedef koyduğunuz 2023 yılında Bayburt bu gidişle köy mü olacak kasaba mı?
Artık Bayburtlu hemşerilerim üzülmesin. Çünkü, Bayburt'un artık bir Başbakanı var. Her şey yoluna girecek.
Nisan 2011