Bayburt Lisesi

Abone Ol
 
Hepimiz bir aileye, bir yere, bir kültüre aitiz. Orayı zihnen terkeden kendini terkeder.
 
Doğduğumuz topraklarla, çocukluğumuzla ve geçmişimizle ölene kadar kopmaz bağımız vardır. Büyüdüğümüzde de nereye gitsek, yine de kendimizi o geçmişe, o geleneğe, o kültüre ve o mekana ait hissederiz. Orayı özleriz ve orası bizim bütünlüğümüzün bir parçasıdır. Sesleri, kokuları, müziği, yemeği, mekanları ve ille de insanları bizi oraya çeker. İnsanlar eksilir yerler eskir ama bu gelenek aktarılır.
 
Bir insan kültürel bir aidiyetin içindedir. Orda atalarının mezarları, büyüdüğü bayırlar, yüzdüğü nehir, eteğinde büyüdüğü kalesi vardır. Esnaflık yaptığı sokak, hocaya gittiği odalar ve okuduğu okullar kendini oraya ait hissettirir.
 
Bayburt’ta ben Cumhuriyet İlkokulu’nda okudum. O okul olağanüstü bir yapıydı. Tasarımı, yerel malzemesi ve işçiliği örnek olacak bir bütünlükteydi. Erken Cumhuriyet Mimarisi’nin bu en özgün ve güzel eserini az fedakarlık edip tamir edeceklerine yıkıp vahayı çöle çevirenler bilinçsizlik ve bilgisizliğin vahşileridir.
 
Bayburt Lisesi binası da böylesine soylu mekanların başında gelir. Ben önce ortaokulu orda okudum. Sonra 1965-66 ders yılında ortaokul başka bir yere taşınıp burası liseye dönüştürülünce de ordan mezun oldum. İlk mezun olan bizler hafızam beni yanıltmıyorsa 200’e yakındık. Bizden sonraki 50 yıl içerisinde ise liseden binlerce öğrenci yetişti.
 
Orası bizlerin, geçmişimizin bir parçası ve belleğidir. Orayı okul dışında bir başka amaç için kullanmak bir kültürel katliamdır. Orası benim memleketime hemen her gidişimde ziyaret ettiğim, sınıflarında ya da önünde fotoğraf çektirdiğim, onurlandığım yapılardandır. Kendimi Bayburt’a ait hissettiğim yerlerden biridir.
 
Bayburt Lisesi binası benim gibi binlerce insanın da hafızasının ortak paydasıdır. Orası, orda okuyalım okumayalım bir çok insanın Bayburt’taki anılarının, aidiyetinin odaklarından biridir. O okulun adı tekrar ‘Bayburt Lisesi’ olmalıdır. Yeni yapılacak liselerden birine de istenilen isim verilebilir. Çoruh’u ıslah adı altında iyilik yapmak isterken bilmeden katlettik, bari burayı koruyalım.
 
Geçmiş zaman güzeli bu kenti elbirliğiyle mahvettik, hiç olmazsa yüzünde kalan bir iki güzelim benlerine dokunmayalım!..
 
Yoksa gelecek, oraya ya da bitişiğine bir blok dikecekleri hayırla yad etmeyecek. Tıpkı şimdi geçmişte yapılanları iyi dille yad etmedikleri gibi..