1989 yılında başlamıştım bilgisayar kullanmaya ve o yıl “Bilgisayarla Atışma” diye bir şiir yazmıştım. O şiir ertesi yıl yayımlanan “Ateşkes Çağrısı” adlı şiir kitabımda da yer almıştı.
Şiiri aşağıya alıyorum, okuyunuz lütfen, sonra diyeceklerim var:
Bilgi saymak hüner elbet
bir de hatır saysana.
Seçenek sıralar çözüm bulursun
çözsene içimdeki çözülmezleri
gönül yollarını sıralasana.
Sen bir bellek hamalısın
gam yükünden haberin yok
yürekler bir şey söylemez sana
bilgi depolamak marifet değil
alıp da sevgimi depolasana.
Böbürlenme boşuna bilirim diye
basılmazsa düğmene duymazsın bile.
Duyduğun duygu değil bir komuttur yalnızca.
Sen komutu benden
ben komutu benden alırım
duyarım ben senin havsalanın almadıklarını.
Sen bellediğinle kal bilgisayar
benim tutkularım, hayallerim var
umudum, beklentim, özlemlerim var.
Sen kul yapısı, ben Allah yapısıyım.
Sen bilgisayar!
Tutsak etme bilmezleri!
Balta gibi keser gibi
Bir araçsın alt tarafı.
Aradan geçti kocaman bir 32 sene. Bu 32 senede ben kaç bilgisayar değiştirdim anımsamıyorum. Hep kullandım, yazıp durdum. O bana ben on alıştım, onsuz yapamaz oldum, artık kalemle çok az şey yazıyorum. Bilgisayarımla yazdığım kitap sayısı 20 dolayında. Yazdığım köşe yazısı ve diğer yazıların sayısını ben de bilmiyorum.
Son bilgisayarımı 2 yıl önce aldım. Geçen yıl Mart ayında salgın dolayısıyla eve kapanmam gerektiğinde; yanıma vazgeçilmezim bilgisayarımı aldım ve öyle çıktım büromdan. O gün bugündür gece gündüz birlikteyim onunla. Tüm gizlerimi ona diyorum, o saklıyor onları, dertlerimi ona döküyorum.
Ve o şiir geliyor aklıma arada bir, bilgisayara yaptığım o atışmadaki suçlamaları anımsıyorum, utanıyorum. Büyük haksızlık etmişim. Onsuz olamıyorum çünkü artık.
Ve bağışla beni bilgisayarım, diyorum yüksek huzurunda.