AK Parti neden kaybetmiyor, neden yenilemiyor?

Abone Ol
AK Parti karşısında adeta düşmanca duygularla ittifak etmiş, muhtelif biçimlerde bir araya gelmiş olanların korkusu hiç bitmiyor. Birtakım masa başı, ısmarlama anketler bile onların öfkesini dindirmek yerine iyice büyütüyor. Bu durumun çeşitli sebepleri, üzerinde durulması gereken, analitik bir biçimde araştırılması gereken yönleri bulunmaktadır. Meseleye Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı oluşturulan kindarlık duygusu üzerinden anlamak ise mümkün değildir. Bu bakımdan yeminli Erdoğan düşmanlığının meselenin anlaşılmasının önünde temel engel olduğunu söylemek gerekir.

"Mesele, tamamen toplumumuzun yaşadığı sosyolojik süreçlerle ilgilidir. Türk toplumunun geçirdiği toplumsal dönüşümü, yapısal değişmeleri anlamadan ne Erdoğan efsanesini, ne de AK Parti'nin dayanıklılığını kavramak mümkün olacaktır."

Toplumsala dayanmak

Tarımsal toplum yapısının son çeyrek yüz yılda yaşadığı değişimin meseleyle ilgili birkaç önemli boyutu bulunmaktadır. Köylü Türkiye'nin geçirdiği değişim, sadece bir göç ve şehirleşme olayı değildir. Şehrin toplumsal ilişkilerde belirleyici konuma yükselmesi, çok önemli bir husustur ve eğer toplumsal değişim süreci içinde bunu başaracak dinamikler, süreci taşıyacak yönetecek aktörler meydana çıkamaz ise durum toplumsal bir krize yönelebilir. Nitekim Türkiye'nin yaşadığı son büyük ekonomik kriz de 1980 öncesi içinden geçtiği bunalımlı, çalkantılı yıllar da bu bağlamda ele alınabilir.

Şehirlerde yaşayan insanların son yirmi yıl içinde yaklaşık otuz milyon artmış olması, önemli meselelerin çözümünü gerekli kılmaktadır. Bunlardan birincisi, bu insanların yeni bir hayat tarzını kurmasıyla ilgilidir; ikincisi, toplumsal iş bölümünde kendilerini konumlandırması; üçüncüsü, yeni toplumsal ilişkiler içinde, onları entegre edecek toplumsal kurumların kapsayıcılığını; dördüncüsü, toplumsal beklentilerini karşılayacak, toplumsal geçiş kanallarının, yeniden tabakalaşma süreçlerinde yükselme imkanlarının açıklığı ve işlevselliğinin mevcudiyetinin hissedilmesini ve nihayet beşincisi, şehrin toplumsal ilişkilerde belirleyici konuma yükselmesi, yani şehrin üretim yapısıyla, eğitim imkanlarıyla dahası kültürel çeşitliliğiyle ve kültürel zenginliği ile toplumsallaştırıcı imkanlarının mevcudiyetiyle ilgilidir.

Değişim nereye dayandı

AK Parti bütün bu meseleleri aşma konusunda ne yapmış olabilir? Kanaatimce esas yaptığı şey, "toplumsal yapıda yaşanan bu devrime ivme kazandıran hamle, tarımsal Türkiye'nin yani eski toplumsal düzenin taşıyıcısı olan artık bu değişen yapı karşısında çatırdayan kurumları tasfiye etmeye, gerçek anlamda toplumsal devrimi tamamlayacak siyasal bir devrime girişmiş olmasıdır". AK Parti’nin üstlendiği taşıdığı bu toplumsal devrime, yeni şehirliler sahip çıkmıştır.

Ekonomide takip edilen küçük girişime dayalı büyüme modeli, orta ölçekli endüstrilerin önünü açan dışa açık büyüme stratejisi, meslekleşme, toplumsal işbölümüyle yeni hayat tarzlarının yeniden inşası gibi süreçler, daha önce "tarımsal toplumun seçkinleri tarafından baskı altına alınmış kimliklerin, kültürlerin özgürleşmesi, yeni şehirlilerin özgürleşme talepleriyle birleşince şehrin bütünleştirici fonksiyonları harekete geçmiştir". Bu sürecin en önemli neticelerinden biri de, gelecek beklentilerinin artması ve yeniden tabakalaşma ümitlerinin büyümesini sağlayan sınıflaşma dinamiğinin yarattığı fırsatlardır.

AK Parti niye yenilemiyor diye soranların, vaatler listesini uzatarak seçmeni etkilemeye çalışanların oturup düşünmeleri gereken konu bunlardır. AK Parti'yi reklamcının aklıyla hareket edenler değil, taşıdığı bu toplumsal değişimin yarattığı beklentileri karşılamamak zora sokar, gerisi boşuna gayrettir.